KB- /Kilo Bekçisi/
“Günlük hayatta gerçek mutluluğu yakalamak adına, sizi
yalnızca insan olmanızdan ötürü sahiplenecek, sevgi tadında bir
sıcaklık…” dedi ve durdu… Bu sözcükleri bir araya
getirebilmek için hiç çaba sarfetmemişti. Kilolarıyla mücadele ederken
onların altında kalmaktan ruhen de bedenen de yorulmuş, tükenme
kıvamında çırpınırken KB’yi, yani ‘kilo bekçisi’ kavramını okumuştu.OMDER ve HK- Performans, KB- ‘kilo bekçisi’ kavramına uzun, deneyimli çalışmalar sonucu, cüret edilmesi yüksek öz güven ve özveriyi gerektiren bir boyut kazandırdı. Kilo bekçilerini bilgi, birikim, olgunluk ve belli kişilik özellikleri kapsamında tıbbi, sosyal, fizyolojik ve psikolojik alanları yanında kişisel gelişim boyutunda da destekleyerek ciddi bir altyapıyla şekillendirdi.
KB-‘kilo bekçisi’; kilolu, obez ve kilo psikolojisi yaşayan herkes için hep özel bir çabayla ve sabırla, gerektiğinde kendi içlerinde yaşayıp tanımlayamadıkları şeyleri tarif edip yaşatarak bazen de bir kıvılcımın ışıldamasını bekleyip bu parıltıları da özenle besleyerek önemli bir parçası oldu insanların.
Bu tarz özveri ve erdem gerektiren davranışları, çoğu kimsenin en yakınından bile beklemeye cüret edemediği bir dünyada yaşarken, kim neden bu güdülerle bizlere ellerini uzatabilir ki?
KİLOBEKÇİLİĞİ |
“Seni olman gereken yere taşımaya çabalar; kendi gücün yetmediğinde zihnini ve ruhunu okşar. Aslında bir bilinçtir KB, zamanın ötesinde…
İşte öyle bir şey bu ‘kilo bekçileri…”
OMDER ve HK-Performans, “Günümüzün acımasız ve aslında bencillikten vahşileşmiş maddi-manevi tüketim dünyasında, üşümeye mahkûm ruhumuzun, titreyen bedenimizin içinden ılık sevgiler aksın istedik” diyor ardından da ekliyor: “İhtiyaç duyuldukça sevgi dolu bir tebessümle geri dönülecek sıcak bir kır evi, herkesin kendi içindeki sıcacık yuvası KB-‘kilo bekçiliği.”
Deneyim ve birikimlerimiz ile daha da geliştirerek ve hep birlikte büyüteceğimiz KB-’kilo bekçiliği’; kilolu, obez ve kilo psikolojisi yaşayan herkes için vazgeçilmez evrensel bir modeldir.
Hak ederek ulaştığımız bu gerçeği, bu değeri değiştirmeye ister akademik, ister siyasi, yapay hiçbir otoritenin gücü yetmeyecektir. Çünkü artık halkımızın en az üçte ikisinin KB-yi yaşamlarının bir parçası olarak görmeleri, kendilerinden başka hiç kimsenin inisiyatifinde değildir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder